6 Aralık 2009 Pazar

Bir yazı-Biraz mola

Selim İleri'nin bugünkü köşe yazısını paylaşmak istedim, benim anlatmak istediklerimi çok güzel özetlemiş.Sizlere yeni bir kitaptan bahsedemiyorum bugün de maalesef.Bütün gün temizlik, yemek, çamaşır vs. ile uğraştım.Akşam da ancak biraz İngilizce çalışabildim.Sınavlar yaklaşıyor, iki hafta işten izin aldım ders çalışabilmek için.Bu arada blog için birkaç sürpriz planlıyorum, en kısa zamanda duyuracağım.

Sevgi ve selamlarımla




Okumak Eğitimi

Kitap okumanın eğitimi olabilir mi? 'Okuma Sanatı'ndan söz açıyoruz ama, okuma eğitimi aklımıza gelmiyor.
Ferdi on iki yaşında. Annesi bana dedi ki: "Kitap okusun istiyorum. Hiç kitap okumuyor." Ferdi bıkkın, usançlı dinliyordu. Annesi benden bir de 'okunacak kitaplar' listesi istedi. Böyle bir liste hazırlanabilir mi? Kitap okumayı sevdirecek kitaplar listesi; belki...
O yaştayken okuduklarımı hatırlamaya çalıştım. Halide Edib'lerde, Reşat Nuri'lerdeydim. Yakup Kadri'nin Hep O Şarkı'sını okuyordum. Edmondo de Amicis imzalı Çocuk Kalbi'nden üç beş sayfa...
Hep O Şarkı'yı, Akşam Güneşi'ni, Kalb Ağrısı'nı salık versem, Ferdi'de okuma özlemi uyandırabilecek miyim? Yine de söyledim.
Ferdi'nin annesi Akşam Güneşi'yle Kalb Ağrısı'nı okumuş. Hep O Şarkı'yı bilmiyor, ama ilk fırsatta okuyacak. Sonra ikimiz de kaygılandık: Bu güzel eserleri tat alarak okuyabilmek için geçmiş dönemlerin dünyasından haberli olmak gerekir.
Kalb Ağrısı'nın tarihî fonu hissedilmeden, ön plandaki tutkulu aşk çözümlenemez gibime geliyor. Gerçi Aşk-ı Memnu gibisinden, bütünüyle Sultan Hamid zamanının 'kapalı' dünyası üzerine kurulu bir roman, akıllara durgunluk verici pervasızlıkla günümüze paldır küldür uyarlandı; herkes ayıla bayıla 'seyrediyor'.
Genç hanım "Ferdi seyretmiyor" dedi. Buna herhalde sevinmek gerekir.
Çok uzun yıllar, okullarda Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi, kuru rakamlar ezberletti. Sinekli Bakkal hangi yılda yazıldı? Halid Ziya'nın ya da Namık Kemal'in doğum ve ölüm tarihleri? Fuzulî kaçıncı yüzyılın şairi? İşte o kadar.
Yalnızca edebiyata bağlı öğretmenlerin çabasıydı, hiç değilse, birkaç yeniyetmeye edebiyat, sanat sevgisi aşılayan. Şeyhî'nin kaçıncı yüzyılda yaşadığını hayal meyal hatırlıyorum ama, Har-nâme'nin acıklı gülünç hikâyesi belleğimde: Öğretmenimiz Bakiye Ramazanoğlu ne güzel yorumlamıştı!
Ferdi ne seviyor? Ferdi futbol seviyormuş. Niye sevmesin ki? Sekiz dokuz yıl önceydi, yeniyetme bir taraftar, Galatasaray'ın maçı için Bursa'dan İstanbul'a geldiğini söylemişti; televizyonda izlemiştim. Hangi ressamımızın sergisi için o taraftarları bir kentten başka bir kente heyecanla yol aldırtabilirsiniz?
Heyecanı yaratan 'medya'. Kitle iletişim araçları medya olduğundan beri, sanat iyice söndürüldü. Futbolu sevmek çok güzel de, sanattan bunca habersiz kalmak acı. O acı bugün neredeyse kimseyi ilgilendirmiyor.
Kültür-sanat sayfası -yazık ki 'sayfaları' diyemiyorum- ciddiye alınacak kaç gazete var? Onca televizyon kanalında kaç program? Yöneticilerle konuştuğunuzda, "Talep yok" yanıtını alıyorsunuz. Talep biraz da 'yok edilmedi mi'?
Ayrıca, günümüzde adeta gizli bir denetim söz konusu: Sanat eserini alımlarken kişisel birikim, düşünce, tercih ve duyuştan yoksunuz. Neredeyse zorla, baskıyla, dayatılarak kabul ettirilmiş şablonlar tek ölçüt. Şu filmi seyredeceksin! Şu kitabı okuyacaksın! Şu ressamın eseri en pahalı!
Alımlayıcının yerini şartlandırılmış kişi aldı.
Şartlandırılmış kişi -belki- ölçüp biçiyor ama, eserin özüne varamıyor. Eseri özümseyemiyor.
Tekrar başa döneyim. Mütareke yıllarının tarihî çerçevesinden habersiz okura Sözde Kızlar, Sodom ve Gomore ne verebilir? Peki ama, Mütareke yıllarından habersiz bir okurdan Türkiye ne umabilir?
Sadece piyasa değerlerini arttırmaya yarayan bir dolu oyunun, oyunbazlığın ortasında sanat kendi kendine var olmaya çalışıyor. Oysa sanat eseri, toplumu güzele açmak için, bireye aydınlık getirmek için...
Selim İleri-6.12.09-Zaman Gazetesi

1 yorum:

  1. "Çocuğum kitap okumuyor" dediklerinde ilk sorum şu oluyor :

    - siz evde her gün tv izler gibi rutine bindirerek kitap okuyor musunuz?

    cevap malum....

    Daha kötüsü çevremde ki bazı yakınlarım "Ablası bizimki bayılıyor kitap okumaya" dediklerinde hemen dönüp çocuğa soruyorum neler okuduğunu ama cevaplar hep aynı, Vampirli,katilli, büyülü ve daha kötüsü edebi bir anlatımdan yoksun en ucube yazılar.

    Bu kitaplarla okuma aşkı kazanılmaz! siz çocuğunuz büyüsün diye sebze mi yedirirsiniz yoksa çikolata mı ?

    Okusun da ne okursa okusun olmaz. Beyin ve fikir aynı bedenimiz gibi bazı şeylerle beslenirken bazi şeylerle de dellenir.

    YanıtlaSil