Epeydir yazamıyorum...Oysa o kadar fazla kitap okudum ki son bir aydır.Kitap alma serüvenim kafamın karışıklığından, içinde bulunduğum tuhaf ruh halimden dolayı tamamen kişisel gelişim, kuantum, secret türevi şeylere kaymış durumdaydı.İş çıkışı caddeye inip, duruma göre D&R, Remzi veya Nezih kitabevine uğrayıp başlığına göre beşer altışar bu tarz kitapları topluyordum.Sabah, akşam yol boyunca ve klinikte müsait oldukça bunları okuyordum.Yani anlayacağınız durumum epey vahim :)Ve artık şöyle bir genelleme rahatlıkla yapabilirim; kişisel gelişim kitaplarını fazla okumak tüm kişiliğinizi yok eder :)Şaka bir yana benim düşüncem, bu tip kitapları okurken sizi içine alan pozitif ruh hali kitap bitince çekilip gidiyor.Ama yine de iyi gelmiyor değil insana.
Bazen hayat bizleri seçim yapmaya zorladığında veya olmayı hayal ettiğiniz durumdan fersah fersah uzağa sürüklediğinde kendimizi biraz melankolik, biraz yenilmiş, biraz çaresiz hissedebiliriz.Bana olan da tam bu.Önce kendimi suçladım; şımarıklıkla, kıymet bilmemezlikle, yeterince şükretmemekle, olgun ve mantıklı davranmayı bir türlü becerememekle.Sonra düşündüm; ben sadece bir insanım.Tüm bu kafa karışıklıkları, duygu dalgalanmaları insana özgü, kim bizi aksinin normal bir hal olduğuna bu kadar ikna etmiş ki?
Velhasıl hayata tutunmak, bırakmamak lazım.Galiba insanın en önce ve herkesten fazla kendisini düşünmesi, sevmesi, ve kendisi için birşeyler yapması lazım.Artık bugünden itibaren her gün paylaşmaya çalışacağım yaptıklarımı, duygularımı, fikirlerimi.
Hoşça bakın zatınıza
Tekrar hoşgeldin :)
YanıtlaSilŞu noktayı iyi tespit etmişsin: "bu tip kitapları okurken sizi içine alan pozitif ruh hali kitap bitince çekilip gidiyor."
Kesinlikle katılıyorum bu cümlene...
Ben de öyle düşünüyorum. Mesela bu tarzda bir kitabı okuyup uzun süre yanaşmamak en iyisi. Çünkü "-meli, -malı" tarzı cümleler insanın sürekli hayalde yaşamasına, faaliyete geçememesine sebep oluyor.
YanıtlaSil