2 Eylül 2011 Cuma

Seni Yenicem İstanbul!!!


Klinikte bir günün daha hızla sonuna gelmekteyim.İstanbul'un insanları bayramda nasıl şehri terkettiyse, kedi ve köpekleri de terketmiş, ki sabahtan beri gelen hasta olmadı.
İki gündür karar alma ve uygulayabilme başarısı gösterebildiğimden acayip mutlu hissediyorum kendimi.Belki artık ben de; lisede, ilkokulda, üniversitede, ofiste hep karşıma çıkan her işe muktedir, 'looser' olmayı hiç mi hiç tatmamış, her daim güzel, her daim bakımlı, sınavlarda büte bile kalmamış, hiç bir erkeğin arkasından gözyaşı dökmemiş, odası hiç dağılmamış, bitmiş akbille otobüse hiç binmemiş ve çantasında selpaksız hiç gezmemiş kızlardan biri olabilirim.
Çünkü nereye kadar mistik, ezoterik kitaplar okuyup, Fringe izleyip, sonra da gece yatmadan aklımda sınır bilimle alakalı ama içinde çok ağır karakter analizleri de olan romanlar kurgulamak? Nereye kadar okulu uzatmak, uzatmak ve bir daha uzatmak? Nereye kadar bu dünyadaki her tür başarıya karşı en ufak bir hırs duygusu hissetmemek ve bu yüzden bağlanamamak hiç birşeye ve tutunamamak ve sonra hırslı, gaddar, sofistike, çok bilen, yukarıdan bakan tiplerin karşısında kendimi ezdirmek?
Yapabilirim ben de.Amerikan romantik komedi filmlerinde çok sakar, çok beceriksiz olup da birden hayatı değişen kadınlardan biri olabilirim.Veya Türk filmlerindeki gibi gerçek üstü bir şekilde de olsa hayatı birden değişen karakterlerden biri?Evet sanırım yapabilirim.Çünkü artık yeterince bağışıklık kazanmış olmalıyım kötülüğe..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder