9 Haziran 2010 Çarşamba

Uykusuz, düzensiz bir yazı

Son zamanlarda uyku düzenim fena halde bozuldu.Gündüz herhangi bir işim yoksa 3-4 saat uyuyorum, sonra sabaha kadar gözüme uyku girmiyor.Kendimi yıllardır bir sabah/gündüz insanı olarak tanırdım, şimdi tüm gece boyunca okurken, yazarken, dinlerken zihnimin ne kadar açık olduğunu farkedince bu ezberim bozuldu.Aslında bu halimi sevdim ve yaratıcılığın gece ne kadar yüksek olduğunu da keşfetmiş oldum ama eğer gündüz işim varsa belirli saatten sonra sersemlememek mümkün değil tüm geceyi uykusuz geçirince.

Haliyle uyku düzenimin değişmesiyle, yemek yeme düzenim de değişti.Öğleden sonra karnım acıkıyor, sonra da geceyarısı.Çok garip bir durum oldu sabahları kurt gibi acıkan benim için yine.

8 saat uykunun, günde üç öğün yemenin, akşam yatıp sabah güneş doğduktan sonra uyanmanın belki bize sistem tarafından dayatılan doktrinler olduğunu düşünmeden edemedim bu duruma düşünce.

Yapmam gerektiği öğretilen veya inceden inceye reklamlarla enjekte edilenleri, daha fazla gereksiz eşyayı satın almam, pek de ihtiyaç hissetmediğim hizmetleri tüketmem için daha fazla çalışmam gerekliliğini, düşüncelerimin ne kadarına gerçek bir muhakeme sonucu ulaştığıma ne kadarını Tv, gazete, medyada okuduklarımdan aşırıp pek de sorgulamadan içselleştirdiğimi sorguluyorum.




Gerçekten fikri, vicdanı, irfanı hür bir insan mıyım yoksa iplerimi çeken sistemin oynattığı bir kukla mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder